2 Eylül 2019 Pazartesi

RedHack: Komünist Hackerlar Erdoğan’nın Dengesini Sarstı (Çeviri Haber)


Çeviri Haber


RedHack: Komünist Hackerlar Erdoğan’nın Dengesini Sarstı


2016 yılı sonunda Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Wikileaks tarafından şaşkına çevrildi. O dönemde, üst düzey sırları titizlikle sızdıran web sitesinin, Türkiye'nin Enerji ve Kaynaklar Bakanı olarak görev yapan Albayrak’ın ağırlıkta olduğu Erdoğan'la ilgili 57 binden fazla gizli e-posta’yı yayınladı. Bu, Türkiye'nin güç çemberi içinde çok fazla etkisi oldu.
Bununla birlikte, Erdoğan'ı gerçekten şaşırtan şey, Erdoğan’ın gücüyle desteklenmiş Powertrans adlı bir şirket aracılığıyla Albayrak ve IŞİD arasında özellikle petrol konusunda dolaylı ticari ilişkilerin keşfedilmesiydi.
Wikileaks'in ortaya koyduğu ve Foreign Policy tarafından da paylaşılan iddiaların en açık örneği Kasım 2011'de: Türkiye hükümeti, Kürdistan'dan Türkiye'ye gelen petrol trafiğini resmen yasakladı. Tabii ki IŞİD’li olmayan kaynaklar, Powertrans Şirketi’nin 2014 ve 2015 yıllarında, IŞİD’den petrol satın aldığından süphelenmişti.
Wikileaks’in sızıntısı cumhurbaşkanının oğlu tarafından kesinlikle reddedildi. Avukatları aracılığıyla verdiği demeçte Albayrak, "Bu şirketle hiçbir zaman bir ilişkim olmadı!" dedi.
Ancak, bazı gazeteciler Türk Hükümetini eleştirmek için Wikileaks'in sızıntısını cephane gibi kullanmasına neden oldu. Bunlardan biri, Alman medyası olan Die Welt’in Türkiye muhabiri Deniz Yücel. Ne yazık ki, Erdoğan rejiminin kolayca kandırılabildiğini bilenler tarafından daha sonra hemen Türk yetkililer tarafından tutuklandı. Tahran Times tarafından bildirildiği gibi, “Yücel'in ciddi yasal sonuçları olan terörist propagandayı yaydığından” şüpheleniliyordu.
Haberi duyduktan sonra Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türk Hükümeti'nin eylemlerini kınadı. Ona göre, tutuklama "çok orantısızdı” çünkü Yücel sadece bir gazetecinin yapması gerekeni yapmıştı.
"Acı ve hayal kırıklığı," diye vurguladı Merkel.
Merkel'in kınaması hemen Ankara'yı kızdırdı. Sonuç olarak, Alman-Türk ilişkileri ısınmaya başladı. Bununla birlikte, araştırılması gereken önemli soru şudur: Wikileaks “padişahın oğlundan” nasıl sızdırılmış e-posta alabilir?
Bunun cevabı RedHack’tir.


RedHack: Komünist Hackerlar


RedHack, 1997 yılında kurulan, Türkiye'li Marksist-Leninist bir hacker grubudur. Bu grubun kurucusu ve lideri, K.M.Raif alias MaNYak adlı bir bilgisayar korsanıdır. RedHack Wikileaks'e Albayrak ile iligli e-postaları sızdırdı.
RedHack gerçekten de Anonymous kadar ünlü değil. Ancak, onun "başarıları" hafife alınamaz. Wikileaks'e veri sağlayıcısı olmasının yanı sıra RT’e göre, RedHack genellikle Türk Hükümeti ile ilgili sistemlere saldırıyor diye yazmaktadır.
Örneğin 2012'nin ortasında, RedHack Emniyet Genel Müdürlüğü’nün web sitesini ve Türkiye'deki diğer 350 polis sitesini de hackledi. Çok uzun olmayan bir sürede, RedHack, Türkiye'de çalışan yabancı diplomatlardan da bilgi sızdırdı.
Ek olarak, Softpedia tarafından yayınlanan haberlerde RedHack, 900 Türk polisinin adını, kaydını, telefon numarasını, e-posta adresini ve şifrelerini de sızdırdı.
RedHack'e göre, kişisel verilerin dağıtımı bilinçli bir şekilde gerçekleştirildi, çünkü “Ankara polisinin Tekel işçilerine karşı vahşiliği ve keyfi olarak yaptığı kara liste yüzünden onları da biz kara listeye allıyoruz. Herkes unutabilir, ancak komünistler asla”.
Genel olarak, RedHack'e göre, Türkiye'de sınırsız bilgi özgürlüğü talep ettikleri için Türkiye'nin çeşitli kurumlarına bir dizi hack eylemi gerçekleştiriliyor. Bu nedenle, bankaları veya diğer finansal kurumları hacklemiyorlar çünkü zorbalık yoluyla gelir elde etmeyi doğru bulmuyorlar, RedHack resmi web sitesinde "faşist mülkleri, halkın bireysel düşmanlarını, hükümetleri ve düzen partilerini" hedeflediklerini bildiriyorlar.
Yine de RT'ye göre, RedHack'in devlet kurumlarını hackleyerek yaptığı şey, "seçkinlerin, fakirlerin hak ve özgürlüklerini çalmaya çalışmasına karşı onların farkındalığını artırmak istiyorlar". Sonuç olarak, Türk hükümeti, özellikle sol kanat olmak üzere, RedHack’i çeşitli gruba siyasal partilerle ilişkisi olmakla suçladı.
Cumhurbaşkanının damadının sızdırılan e-postaları üzerine, Türk makamları RedHack'i teröristlere bile benzetti. Öyleyse, yukarıdaki gazeteci davası gibi bu hack çalışmaları ile ilgili her şey Türk makamları tarafından tamamen bastırılması gereken şey olarak görülmektedir.
Türk makamlarının bu grup hakkındaki resmi iddianamesinde "RedHack'in Marksist, Leninist, Maoist, solcu ve ayrılıkçı terör örgütlerine destek sağladığı kararlaştırılmıştır" deniyor.


Sosyal Değişimin Ruhu olarak RedHack


Popüler olan Anonymous grubundan daha önce 1990'larda ortaya çıkan RedHack, bilgisayar korsanlığı ya da hacktivizm denilen işi yapan bir gruptur. Galina Mikhaylova’nın “Anonymous Hareket”: Yeni Bir Siyasal Katılım Şekli Olarak Hacktivizm ”başlıklı tezinde [PDF] bu tarz bir bilgisayar korsanlığı, siyasal tutumların motive ettiği bir korsanlıktır.
1950'lerde ve 1960'larda, bilgisayar korsanları, yalnızca "güç göstermek" için bilgisayar sistemlerini yok etmeyi ya da manipüle etmeyi amaçlıyorlardı. Bundan sonraki nesil, örneğin kötü amaçlı yazılımlara sızarak para kazanmak için uğraştı. Şimdiki Bilgisayar korsanlığı ile ilgili, Mikhaylova'nın sözlerinden alıntı yaparsak, "insanlığı kurtarmak" uğruna hackleme eylemidir. Bu RedHack’in yaptığı gibi, toplumda zararlı gördüğü kurumlara saldırmaktır.
Andy Greenberg Wired'da yazdığı gibi, Genel olarak bilgisayar korsanları hacktivizm ile web sitelerini hackleyerek iletmek istedikleri mesajları gönderiyorlar. Bu, web sitesinin sahibinin ya da kurumun karşında olduklarını göstermek için yapılıyor.

Yazar: Ahmad Zaenudin
Editör: Eddward S Kennedy

Haberin orijinal kaynağı için Tıklayın